Vilâdet

Doğumun âdâbı beş tanedir:
1. Erkek çocuk doğduğu zaman, fazla sevinip, kız çocuğun doğumuyla üzülmemelidir. Zira bir baba olarak hayrın hangisinde olduğunu bilmek mümkün değildir. Nice erkek çocuk sahibi vardır ki, oğlunun kız olmasını temenni etmektedir. Belki kızların ebeveyne sağladığı rahatlık, erkek çocuklarının sağladığı rahattan daha fazladır. Kız çocuğunu yetiştirmekle elde edilen sevap daha boldur.

Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Herhangi bir müslümanın bir kızı varsa, o kızına İslâm terbiyesini vermiş ve terbiyesini de gereği gibi yapmışsa, ona yedirip ve yemeğini helâlinden vermişse ve Allah'ın kendisine ihsan ettiği nimetlerden o kızcağıza ihsanda bulunmuşsa, o kız, babasını ateşten korumak hususunda bir teminat ve cennete girmesini kolaylaştıran bir vesiledir.147

İbn Abbas da Hz. Peygamber'den şu hadîsi rivayet etmiştir:
Hiçbir (müslüman) fert yoktur ki, iki kız evlada sahip olup onlar onun yanında bulunduğu müddet zarfında onlara iyilik yapıp (din ve dünyalarını tâmir edip) ihsanda bulunsun da o kızlar da onu cennete sokmaya vesile olmasın.148

Enes, Hz. Peygamber'in (s.a) şöyle dediğini rivayet eder:
Kimin iki kızı veya iki kız kardeşi olursa, o da bunlara yanında oldukları müddetçe ihsanda bulunursa, benim ile o kimse cennette (parmaklarını işaret ederek) bunların ikisi gibi oluruz.149

Herhangi bir kimse ki, müslümanların pazarlarından birisine çıkıp oradan (yiyecek veya giyecekten) birşey satın alıp evine götürüp erkek çocuklarına değil, özellikle kız çocuklarına verirse, böyle bir kimseye Allah Teâlâ (cc) (şefkat ile) bakar. Allah Teâlâ kime şefkat ile bakarsa onu artık azaba düçar etmez.150

Kim çarşıdan güzel ve yeni birşey alıp çoluk çocuğuna götü-rürse, sanki onlara bir sadakayı sırtlamış götürmektedir. Tâ ki onu onların arasına bırakıncaya kadar (bu durum devam eder). Getirdiğinde erkek çocuklarından önce kız çocuklarına vermelidir. Zira bir kız çocuğunu sevindiren bir kimse, sanki Allah korkusundan ağlamıştır. Allah korkusundan ağlayan bir kimsenin bedenini Allah ateşe haram kılar.151

Ebu Hüreyre Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
Kimin üç kızı veya kızkardeşi olup, onların şiddet ve zahmetlerine karşı tahammül gösterirse, Allah Teâlâ, o kulunu, onlara gösterdiği merhametten ötürü, cennetine dahil eder.
- Ey Allah'ın Rasülü! İki tane olursa durum nasıldır?
- İki tane olursa da durum böyledir.
- Ya bir tane ise nasıldır?
- Bir tane de aynı fazileti elde ettirir.

2. Doğumun ikinci edebi: Doğan çocuğun kulağına ezan okumaktır. Rafı, babasından şöyle rivayet eder: 'Allah'ın Rasûlü'nü gördüm ki,Hz. Fâtıma (r.a), oğlu Hasan'ı doğurduğu zaman,
Hasan'ın kulağına ezan okudu',152

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Hangi müslümanın bir çocuğu doğarsa, çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet okursa, o çocuktan
ümmü sibyan hastalığı uzaklaşır.153

Çocuğun ilk konuşacağı zaman, herşeyden önce ona 'Lâ ilâhe illâllah'ı telkin etmek müstehabdır ki ilk konuşması bu olsun.154
Doğumun yedinci gününde sünnet edilmesi hususunda bir hadîs varid olmuştur.155

3. Üçüncü edep, çocuğuna güzel bir isim vermektir. Zira çocuğa güzel bir isim vermek çocuğun babası üzerindeki bir hakkıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Çocuklarınıza isim verdiğiniz zaman, kulluk mânâsını ifade eden isimleri veriniz.156

Allah nezdinde isimlerin en sevimlisi, Abdullah ve Abdurrahman'dır.157

(Çünkü Kur'an'da Abd kelimesi bu iki isimden başkasına izafe edilmiş değildir).

Çocuklarınızı benim ismimle isimlendiriniz. Fakat benim künyemi kimseye vermeyiniz.158

Âlimler şöyle demişlerdir: Rasûlullah'ın künyesiyle künyelenmek ancak onun hayatında yasaktı. Çünkü o asırda Hz. Peygamber 'Ey Ebu'l-Kasım!' diye çağırılırdı. Şimdi ise, herhangi bir müslümana 'Ebu'l-Kasım' künyesini vermekte bir sakınca yoktur. Evet, yalnız Hz. Peygamber'in hem ismini ve hem de künyesini birden almak doğru olmaz.

Çünkü Rasûlullah şöyle buyurmuştur:
Benim ismimle künyemi bir araya getirmeyiniz.159

Denildi ki, bu son hadîsin hükmü de Rasûlullah'ın hayatta olduğu zamana aittir. O zaman, adamın birisine Ebû İsâ künyesi verilmişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: 'Muhakkak ki, İsâ'nın babası yoktur.160

Bu bakımdan Ebu İsâ ile herhangi bir kimseyi künyelendirmek mekruhtur. Düşük çocuğa, isim vermek gerekir.

Abdurrahman b. Yezid b. Muaviye dedi ki: "Düşük çocuğun kıyâmet gününde babasının arkasında koşup 'Beni dünyada iken zâyi ettin. Beni isimsiz bıraktın' diye bağıracağını bildiren bir hadîs-i şerifi işitmiştim".
Bunun üzerine Ömer b. Abdülâziz, Abdurrahman'a dedi ki:
- Kişi düşen çocuğa nasıl isim verecek? Oysa onun erkek veya kız olduğunu bilmemektedir.
- Bazı isimler vardır ki, iki sınıfa da verilir. Hamza, Ammâra, Talha ve Utbe gibi.

Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmaktadır:
Sizler kıyâmet gününde özel isimleriniz ve ecdadınızın isimleriyle çağrılacaksınız. O halde isimlerinizi güzelleştiriniz.161

Herhangi bir müslümanın mânâsı güzel olmayan ismi varsa, o ismi değiştirmek onun için müstehabdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a), el-As'ın ismini Abdullah ile değiştirdi. (Ümmü Seleme vâlidemizin kızı) Zeyneb 'in ismi (temizleyici mânâsına gelen) Berre idi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a) 'O kendi nefsini temizler' dedi ve ismini Zeyneb ile değiştirdi.162

Böylece Eflâk, Yesar, Nâfi ve Bereket isimleriyle isimlenmek hususunda yasak vardır. Çünkü 'Bereket orada mı?' denir ve 'hayır' cevabı verilir.

4. Doğum edeplerinin dördüncüsü; erkek çocuğu için iki "koyunu akika kurbanı olarak kesmektir. Kız çocuğunun akika kurbanı ise bir koyundur. Fakat erkek çocuğu için de kız için olduğu gibi bir koyun kurban edilirse, herhangi bir sakınca yoktur. Âişe vâlidemiz (r.a) Hz. Peygamber'in erkek çocuk için iki koyun, kız çocuğu için de bir koyunu 'akika' kurbanı olarak kesmeyi tavsiye ettiğini rivayet etmektedir.163

Yine rivayet ediliyor ki, Hz. Peygamber (s.a) Hz. Hasan'ın akika kurbanı olarak bir koyun kesmiştir. Rasülullah'ın böyle yapması bir koyun kesmenin de yeterli olduğuna işaret eder. Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmaktadır:

Çocukla beraber akikası vardır. Bu bakımdan onun için kan akıtınız ve ondan eziyetleri uzaklaştırınız.164
Çocuğun kesilen tüylerinin ağırlığı kadar altın veya gümüş tartıp sadaka olarak vermek Sünnet-i seniyye 'dendir.

Bu hususta bir haber gelmiştir ki, Hz. Peygamber (s.a) Hz. Hüseyin'in doğumunun yedinci gününde Hz. Fâtıma'ya emretti: 'Onun saçını kes ve karşılığında gümüş tart, sadaka ver'. Âişe (r.a) şöyle demiştir: 'Akika olarak kesilen hayvanın kemikleri kırılmamalıdır'.

5. Doğum edeplerinin beşincisi; çocuğu ilk olarak bir parça helva veya bir hurma ile gıdalandırmaktır.

Nitekim Hz. Ebubekir Sıddık'ın kızı Hz. Esmâ'dan şöyle rivayet edilir:
Ben Kuba'da oğlum Abdullah b. Zübeyr'i doğurdum. Sonra Hz. Peygamber'e getirip kucağına bıraktım. Allah'ın Rasûlü bir hurma istedi. Onu ağzında çiğnedi, sonra Abdullah'ın ağzına koydu. Bu bakımdan Abdullah'ın karnına ilk giren gıda Hz. Peygamber'in tükürüğü oldu. Bundan sonra hurmayı yedirdi ve daha sonra kendisi için bereket istedi.

Abdullah b. Zübeyr Medine'de ilk doğan müslüman çocuğudur. Müslümanlar Abdullah'ın doğumu ile şenlik yaptılar. Çünkü müslümanlara 'Yahudiler size sihir yapmıştır. Artık sizin çocuğunuz olmaz' denilmişti.

147) Taberânî ve Haraîtî, (İbn Mes'ud'dan zayıf bir senedle)
148) İbn Mâce ve Hâkim, (sayıf bir senedle)
149) Harâitî, (zayıf bir senedle); Tirmizî, (hasen ve garib bir senedle)
150) Harâitî, {zayıf bir senedle)
151) Harâitî, (zayıf bir senedle); İbn Adiy, el-Kâmil. İbn Cevzî'ye göre bu hadîs uydurma 'dır.
152) Harâitî ve Hakim
153) İmam Ahmed, Ebu Davud ve Tirmizî
154) Ebu Ya'lâ, İbn Sinnî ve Beyhakî, (zayıf bir senedle)
155) Taberânî, (Câbir'den zayıf bir senedle)
156) Taberânî, (Abdülmelik'ten); Beyhakî, (Hz. Aişe'den)
157) Müslim, (İbn Ömer'den)
158) Müslim ve Buhârî, (Câbir'den)
159) Ahmed, İbn Hibban, Ebu Davud ve Tirmizi
160) Ebu Ömer et-Tukanî, (İbn Ömer'den zayıf bir senedle)
161) Ebu Dâvud, (Ebu Derdâ'dan). İmam Nevevî'ye göre senedi ceyyid'dir.
162) Müslim ve Buharî, (Ebu Hüreyre'den)
163) Tirmizî, (sahih bir senedle)
164) Buhârî, (Selman b. Amr el-Dubbî'den)