Giriş

Tevhidinde hak ve bir olan Allah'tan başka herşeyin bütünüyle yok olup gideceğine inanan muvahhidin hamdiyle Allah'a hamdederiz. Hiç çekinmeden, Allah'tan başka
herşeyin bâtıl olduğunu açık bir dille belirten bir kimsenin tâzimiyle Allah'ı tâzim ederiz. Yerde ve göklerde ne varsa, hepsi bir araya toplansa bile ne bir kara sineği, ne de bir çekirgeyi (veya zerreyi) yaratmaya güçlerinin yetmeyeceğini ilân eden bir kimsenin tebciliyle Allah'ı tebcil ederiz. Yeryüzünü kullarına yaygı ve döşek gibi serdiğinden, gökleri de kubbe olarak yücelttiğinden ötürü Allah'a şükrederiz. Geceyi gündüz üzerine sardığından, geceyi insanlar için örtü kılıp gündüzü de maişet zamanı kıldığından ötürü Allah'a şükrederiz. Gündüzü insanlar için maişet vakti kılmıştır ki, insanlar fazlını aramak için yeryüzüne dağılsınlar ve elde ettikleri nimetlerle ihtiyaçlarını gidersinler.
Rasûlü üzerine rahmet deryalarını coşturmasını talep ederiz. O öyle bir rasûldür ki, mü'minler (kıyamette) susuz olarak onun havzına vardıklarında kana kana o havuzdan içip dönerler. Onun âli ve ashâbı için de aynı temennide bulunuyoruz. O ashâb ki, İslâm'a yardımda zerre kadar ihmalkârlık yapmayıp canla başla çalışmışlardır.
Yarab! Hz. Peygambere ve ashabına salât ve selâm eyle!
Terbiyecilerin terbiyesi, sebeplerin hazırlayıcısı olan Allah, ahireti sevab ve ceza evi, dünyayı da kazanç, çalışma ve zorlukları yüklenme yeri kılmıştır. Dünyadaki çalışma, sadece ahiret için olup, dünya geçimini ihmal etmek demek değildir. Aksine dünya geçimliği, ahirete selâmetle vardırmak için vesile ve ahiret için yardımcıdır. Bu bakımdan dünya, ahiretin tarlasıdır ve ahirete se-lâmetle vardıran bir merdivendir.

İnsanlar (kazanç hususunda) üç kısma ayrılır:
a)Dünya geçimiyle meşgul olan ve kendisini ahiretinden tamamen uzaklaştıran kişi ki helâk olanlardandır.

b)Ahireti kendisini dünya geçiminden alıkoymuş olan kişi ki kurtulmuşlardandır.

c)Ahiretini. düşünerek çalışıp, dünya ile ikisini birden yürüten kişi ki orta yolda gidenlerdendir. İktisad mertebesine (itidale), ancak kazanç elde etmek hususunda doğru yoldan ayrılmayan bir kimse varabilir. Dünyasını ahirete vesile yapsın diye çalışan bir
kimse, ilâhî nizamın edebleriyle edeblenmedikçe bu sahada ilerlemiş sayılmaz. Biz ticaret, sanat ve diğer çalışma dallarının edeb
ve sünnetlerini teker teker sayacağız ve bunları beş bölümde
açıklayacağız:

Birinci Bölüm: Kazancın fazileti ve ona teşvik edici deliller

İkinci Bölüm: Ticarî ilişkilerin sıhhatini bilmek

Üçüncü Bölüm: Ticarette adâletli olmak

Dördüncü Bölüm: Ticarette iyi davranmak

Beşinci Bölüm: Tüccarın kendisini ve dinini koruması