riya

7.Kibir'i Teşvik Edip Hazırlayan Sebepler

Kibir, bâtınî bir ahlâktır. Görünen ahlâk ve fillere gelince, onlar o bâtınî ahlâkın meyvesi ve neticesidirler. Buna tekebbür demek, kibir ismini de nefsin büyütülmesi ve kıymetinin başkasının kıymetinden üstün olması mânâsına tahsis etmek uygundur. Bu bâtınî ahlâkı gerektiren bir tek sebep vardır. O da -mânâsı ileride geleceği gibi- mütekebbir kişiye bağlı bulunan ucubdur; zira kişi nefsinden, ilminden, amelinden veya sebeplerinden herhangi birşeyle ucb'a kapıldığı zaman nefsini büyütür ve kibirlenir.

Riya'nın Hakikati ve Kendisiyle Riyakârlık Yapılan

Riya 'rüyet' kökünden gelir. Süma ise sima (duymak) kökünden gelir. Riyanın temeli, halka hayırlı hasletleri göstermek suretiyle kalplerinde taht kurmak istemektir. Kalplerde taht kurmak, bazen ibâdet olmayan şeylerle, bazen de ibadetlerle istenilir. Riya tâbiri ise âdet hükmüne göre, ibâdetler ve onları belirtmekle kalplerde taht kurulmasına mahsustur. Bu bakımdan Riya 'Allah'a ibadet ederek kulları kandırmaktır'.

7.Taat ve İbâdeti Açıklamaya Verilen Ruhsat

Amelleri gizlemekte riyadan kurtuluş ve ihlâs vardır. Açıkça yapılmasında kendisine uyulmak ve insanları hayra teşvik etmek faydası mevcuttur. Fakat bu takdirde riya âfeti sözkonusudur.

Hasan Basrî şöyle demiştir: 'Müslümanlar bilirler ki ibâdeti gizlemek, iki amelin en sağlamıdır. Fakat açığa vurulmasında da fayda vardır'. Bu sırra binaen Allah Teâlâ hem gizli, hem de açık yapılan ibâdeti överek şöyle buyurmuştur:

3.Riya'nın Dereceleri

Riya kısımlarının bazısı diğerinden daha şiddetli ve kabadır. Değişiklik rükünlerinin ve içindeki derecelerinin değişikliği sebebiyledir.

Rükünleri üçtür:
a)Kendisiyle riyakârlık yapılan şey

b)Kendisi için riyakârlık yapılan şey

c)Riya kasdının kendisi

Birinci Rükün

1. Riya'nın Zemmi

Riya haramdır. Riyakâr, Allah katında sevilmeyen kişidir. Bu hususa âyetler, hadîsler ve eserler şehadet etmektedir.

Ayetler

Şu ibadet edenlerin vay haline ki onlar salâtlarndan gaflet ederler.(Maun/4-6)

Tuzak kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azap vardır ve onların tuzağı bozulacaktır.
(Fatır/10) Mücahid 'Bunlar riyakârlardır' demiştir.

'Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz' derler.(İnsan/9)

Giriş

Gaybı bilen, kalplerin gizliliklerine muttali olan, büyük günahlardan vazgeçen, kalpler tarafından işlenen gizli ayıplara âgâh olan, niyetlerin gizliliklerini gören ve insanoğlunun içindeki gizli şeyleri müşahede eden Allah'a hamd olsun! O Allah ki, kâmil ve tam mânâsıyla yapılan amelleri, riya ve şirkten uzak olanı kabul eder. Çünkü O, tek başına melekûtun hâkimidir. Bu bakımdan O, her türlü ortaktan münezzehtir. Salât ve selâm, Hz. Muhammed'in, hiyânet ve iftiradan berî olan âlinin ve ashâbının üzerine olsun! Yarab! Onlara bolca selâm et!

Yemeği Azaltan ve Şehvetleri Terkeden Bir Kimseye Ansızın Gelen Riya'nın Âfeti

Şehveti terkedenin kalbine iki büyük âfet girebilir ki ikisi de tehlike yönünden her istediğini yemekten daha tehlikelidir.

Birinci Afet

O âfetlerin birincisi, nefsin bir kısım yemekleri terketmeye gücünün yetmemesi ve iştahı onlara çekmesidir. Fakat buna rağmen canının bunları çektiğinin bilinmesini istemez. Böylece şehvetini gizlemeye çalışır. İnsanların yanında yemediklerini tenhada yer.

İşte gizli şirk budur. Âlimlerin birine bir zâhidin durumu soruldu. O âlim sustu. Kendisine denildi ki:

-Onun bir kötülüğü olduğunu mu biliyorsun?