Cemaatin Fazileti

Hadîsler
Cemaatle kılınan namaz tek olarak edâ edilen namazdan yirmiyedi derece daha üstündür.26

Allah Rasûlü bazı namazlarda cemaate katılmayan kimseleri farkedince 'Yerine namaz kıldıracak bir kişiyi tayin ederek, gidip cemaatten (özürsüz olarak) geri kalan kimselerin evlerini yakmayı düşündüm' buyurdular.27

Cemaatten (özürsüz olarak) geri kalan kimselere gidip onların evlerini, kucak dolusu odunlarla yakarak başlarına yıkayım. Çünkü eğer onlardan birisi yağlı bir kemik veya iki ok elde edeceğini bilseydi, mutlaka gelirdi.

Hz. Peygamber'in bu hadîste yatsı namazının cemaatini kasdettiği kaydedilmiştir.

Yatsı cemaatine gelen, o gecenin yarısını ibadetle ihyâ etmiş sayılır. Aynı gecenin sabah cemaatine de iştirak ederse bütün geceyi ihyâ etmiş olur.28

Bir namazını cemaatle kılan, göğsünü ibadetle doldurmuş olur.29
Said b. Müseyyeb şöyle demiştir: 'Yirmi seneden beri ezandan evvel mutlaka camide bulundum'.

Muhammed b. Vasi ise şunları söylemiştir: 'Dünyada üç şeyi şiddetle arzuluyorum:
a) Kaydığım zaman beni doğrultacak bir kardeş,
b) Meşrû ve helâl bir rızık,
c) Cemaatle kılınıp da yanlışlarımı affettiren ve fazileti bana yazılan bir namaz'.

Rivayet edildiğine göre, Ebu Ubeyde b. Cerrah, bir ara bir cemaata imam olur ve namazdan sonra da şöyle der: 'Şeytan kafamı kurcalayıp duruyordu; şöyle ki, kendimi herkesten faziletli görmeye başladım. Bu sebeple artık ebediyyen imamlık yapmamaya karar verdim'.

Hasan Basrî şöyle demiştir: 'Âlimlerle sık sık ihtilâtta bulunmayan (görüşüp konuşmayan) bir imamın arkasında namaz kılmayınız'.

İbrahim Nehaî de 'İlmi olmadığı halde imamlık yapan bir kimse, içinde bulunduğu denizi elindeki kapla ölçmeye kalkışan kimseye benzer. Denizin fazlalığını eksikliğinden ayırdedemez'.
Hatem-i Esem şöyle buyurmuştur: 'Cemaatle namazı kaçırdığım için sadece Ebu İshak el-Buharî taziyette bulundu.

Eğer bir çocuğum ölseydi, en az onbin kişi başsağlığı dilerdi. Bunun sebebi; insanlarca, dine gelen musibetlerin, dünya musibetlerine nazaran daha hafif telâkki edilmesindendir'.

İbn Abbas (r.a) ise şöyle buyurmuştur: 'Müezzinin sesini işittiği halde icabet etmeyen hayrı irade etmemiştir. Kendisi için de hayır murad edilecek değildir'.

Ebû Hüreyre (r.a) de 'Âdemoğlunun kulağının eritilmiş kurşunla doldurulması, ezanı işittiği halde ona icabet etmemesinden daha hayırlıdır' buyurmuştur.

Rivayet ediliyor ki: "Meymun b. Mihran camiye girdiğinde 'Halk namazı kılıp dağıldı' denilince 'İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn! Benim için, elimden kaçan bu namazın fazileti, Irak valiliğinden daha sevimli idi' buyurmuştur.

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
İftitah tekbirini kaçırmadan kırk vakit namazı cemaatle edâ eden kimse için Allah Teâlâ, biri nifaktan, öbürü de ateşten olmak üzere iki beraat kararı çıkarır.30

Rivayet olunduğuna göre, kıyamet gününde en parlak yıldızdan daha parlak bir yüze sahip bir kavim haşrolunur. Melekler, bu mutlu insanlara 'Sizi bu ihsana mazhar eden ameller ne idi?' diye sorduklarında şu cevabı alırlar: 'Bizler, ezan sesini işittiğimizde, derhal abdest almaya koşardık. Hiçbir meşgûliyet bizi bu vazifeden alıkoyamazdı'. Sonra, yüzleri ay gibi parlayan bir grup haşrolunur. Bunlar meleklerin 'Bu fazilete ne ile eriştiniz' sualine şu mukabelede bulunurlar: 'Bizler, namaz vakti gelmeden abdest alırdık'. Yüzleri güneş gibi parlayan üçüncü bir grup ise, 'Bizler, ezanı ancak mescidde dinlerdik' derler.

Rivayet edildiğine göre, selef-i salihînden herhangi biri, cemaatin birinci tekbirini kaçırırsa, üç gün müddetle nefsine taziyede bulunurmuş... Eğer cemaati tamamıyla kaçırmış olurlarsa bu, yedi gün devam edermiş...

26) Buhârî ve Müslim, (İbn Ömer den)
27) Buhârî ve Müslim
28) Müslim, (merfû olarak); Tirmizî, (Hz. Osman'dan mevkuf olarak)
29) Irâkî bu hadîsi merfû olarak görmediğini, Said b. Müseyyeb'in kavli olarak rivayet edildiğini söylemiştir.
30) Tirmizî, (Enes'den)

556 İhya-i Ulûm'id-Din

Kitabu Esrar'is-Salât ve Mühimmâtihî/I. Bölüm 555