Namazda Yasak Olan Hususlar

Hz. Peygamber şunları yasaklamıştır:
1. Safn
2. Safd (Bu iki terimin mânâsı daha önce zikredilmişti)
3. İka64
4. Sedl65
5. Keff66
6. İhtisar67
7. Salb68
8. Muvâsele69
9. Hâki'nin namazı70
10. Hâkibin namazı71
11. Hâzik'in namazı72
12. Acıkmış kişinin namazı
13. Öfkelinin namazı
14. Yüzünü örtenin namazı,73

İka: Lugatçılara göre, kalçaları üzerine oturup dizlerini dikerek köpek oturuşu gibi ellerini yere koymak; hadîsçilere göre, baldırları üzerine oturup ancak ayaklarının parmakları ile dizlerini yere değdirmek demektir.

Sedl: Ehl-i hadîsin sedl hakkındaki tefsirine göre bu, elbiseye bürünüp elleri yenlerine sokarak rükû ve secdeye varmaktır. Yahudiler namazlarında böyle yaptıkları için, müslümanlara, onlara benzemek yasak edilmiştir.İç gömlek de aynı mânâda olduğundan elleri gömlekte olduğu halde rükû ve secdeye varmak da uygun değildir.

Bazı âlimler sedl'in, 'İzarın ortasını başının tepesine koyup kollarını omuzlarına koymaksızın sağ ve sol taraflarına sarkıtmak demek olduğunu söylemişlerse de birinci mânâ hakikate daha yakındır.

Keff:Secdeye giderken önünden ve arkasından eteklerini toplamak ve yakarı kaldırıp bedenine yapıştırmak demektir.
Keff (kaldırmak, bir araya getirip bağlamak) bazen saçlarda da olur. Bu bakımdan hiç kimse saçlarını örgü yapıp bağlayarak namaz kılmamalıdır. Bu yasak, sadece erkekleredir.

Hz. Peygamberin şöyle dediği rivayet olunmuştur:
Yedi âza üzerinde secde edip, saç ve elbiseyi (secdeye giderken) toplayıp kaldırmamakla emrolundum...74

Ahmed b. Hanbel (r.a) namazda, kamis (baştan topuklara kadar sarkıtılan kaftan) üzerine kemerimsi birşeyin bağlanmasını mekruh görmüş ve bunu yasak edilen keff'ten saymıştır.

İhtisar: Ellerini böğrüne koymak demektir.
Salb: Kıyamda ellerini böğürlerine koyup pazularını yanlarından uzak tutmak demektir.

Muvasele: Bu beş kısımdır ki ikisi imamda aranır.
1. Kıraati tahrim tekbirine bitiştirmek.
2. Rükûu kıraata bitiştirmek. (En doğrusu tekbirden az sonra okumaya başlamalı ve okumayı bitirdikten az sonra da rükûa gitmelidir).

İkisi de cemaatta aranır:
1. Tahrim tekbirini imamın tekbiriyle birleştirmek.
2. Selâmını imamın selâmıyla beraber vermek.

Beşincisi ise hem imamda, hem de cematta aranır ki bu, farz olan birinci selâmı ikinci selâm ile bitiştirmektir. Gerek imam, gerekse de cemaat iki selâmı az bir farkla vermelidirler.

Hâkin: Bevlden (küçük taharetten) sıkışan demektir. Hâkib: Büyük abdestten sıkışan demektir. Hâzik: Dar mest giyen kişi demektir.

Bütün bu durumlarda kılınan namazlar mekruhtur; zira bu durumlar namazda aranan huşûa mânidirler.

Acıkmış ve üzüntülü olan kimseler de bu mânâdadır. Acıkmışın namazının mekruh olması,

Hz. Peygamber'in şu hadîsi şerifinden anlaşılmaktadır:
Akşam yemeği hazır olduğunda namaz vakti de girmişse, evvelâ yemeği yeyiniz.75

Ancak vakit daralmış veya kişinin yemeğe karşı pek iştahı yoksa o zaman namazın önce kılınmasında herhangi bir kerahet yoktur.

Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
Sizden biriniz, yüzü asık olduğu halde namaza durmasın. Öfkeli olduğu halde namaz kılmasın.76

Hasan Basrî de 'Huzur-u kalple kılınmayan namaz, sahibini cezaya daha tez götürür' demiştir.

Yine bir hadîste şöyle buyurulmuştur:
Namazda meydana gelen şu yedi şey şeytandandır:
1) Burundan gelen kan,
2) Uyuklamak,
3) Vesveseye saplanmak,
4) Esnemek,
5) Kaşınmak,
6) Sağa sola bakmak,
7) Herhangi birşeyle oynamak...77

Bazı ulemâ bu şıklara, unutkanlık ile şüpheciliği de eklemiştir.

Seleften bir âlim şöyle demiştir: Namazda şu dört şeyi yapmak katılığın alâmetidir:
1. Sağa sola bakmak.
2. Yüzünü silmek.
3. Secdeyi rahat yapmak için taşları düzeltmek.
4. Namazı, önünden insanların geçmesi muhtemel yerlerde
kılmak.

Hz. Peygamber, namazda parmakların birbirine geçirilmesini, çıtlatılmasını, yüzün kapatılmasını ve rükûda ellerin üstüste konulup bacakların arasına sokulmasını nehyetmiştir.78

Bir sahabî 'Biz böyle (yukarıda zikredildiği gibi) yapardık; fakat Hz. Peygamber bizi böyle yapmaktan menetti'79 demiştir.
Secdeye giderken secde yerinin temizlenmesi için yere üflemek ve taşları elle düzeltmek de mekruhtur.

Çünkü bu gibi fiiller lüzumsuzdur. Ayaklarından birisini kaldırıp uyluğunun üstüne koymamalı ve kıyamda iken herhangi bir yere dayanmamalıdır. Eğer yaslandığı yer, yerinden oynatıldığı takdirde düşecek şekilde dayanmışsa, en açık fetvaya göre namazı bâtıldır. Allah herşeyi herkesten daha iyi bilir.

64) Tirmizî ve İbn Mâce, (Hz. Ali'den)
65) Ebu Dâvud, Tirmizî ve Hâkim, (Ebu Hüreyre'den); Hâkim senedin sahih
olduğunu söylemiştir.
66) İbn Abbas'tan
67) Ebu Dâvud ve Hâkim, (Ebu Hüreyre'den); Hâkim'e göre senedi sahihtir.
68) Ebu Dâvud ve Nesâî, (İbn Ömer'den sahili bir senedle)
69) Rezin, Tirmizî'ye nisbet etmiştir.
70) İbn Mâce ve Dârekutnî, (Ebu Umâme'den)
71) Hz. Âişe'den
72) Rezin, Tirmizî'ye nisbet etmiştir.
73) Ebu Dâvud, İbn Mâce, (Ebu Hüreyre'den hasen bir senedle)
74) İbn Abbas'tan
75) İbn Ömer ve Hz. Âişe'den
76) İmam Irâkî bu hadîse rastlamadığını söylemiştir. Bkz. Kut'ul-Kulûb
77) Tirmizî, (Adiy b. Sâbit'den garib olarak)
78) İmam Ahmed, İbn Hibban, Hâkim, Ebu Dâvud, Tirmizî ve İbn Mâce,(Ka'b b. Acere ile Ebu Hüreyre'den)
79) Buhârî ve Müslim, (Sa'd b. Ebî Vakkas'dan)