Kıraat Vazifeleri
Bu vazifeler üçtür:
A. İmam, namazı tek başına edâ eden zat gibi, istiftah (açma) duasını ve eûzü'yü gizlice okur. Sabah namazının bütün rek'atlarında, akşam ve yatsının da birinci ve ikinci rek'atlarında Fâtiha' yı ve Fâtiha'dan sonra okunan sûreyi sesli okuyacaktır; nitekim namazı tek başına edâ edenler de böyle yaparlar. Namazın sonunda, eğer sesli okunan namazlardansa 'âmin' kelimesini sesli getirmelidir. Cemaat de böyle yapmalı ve âminlerini imamın âmin'inden sonra değil, onunla birlikte getirmelidirler.121
İmam, sesli namazlarda (Şafiî'ye göre) besmeleyi de sesli okumalıdır. Besmele'nin nasıl okunacağı hakkında birbirine zıt birçok haberler zikredilmiştir. İmam Şafiî (r.a) besmele'nin açık okunması tarafını tercih etmiştir.122
B. İmam, kıyamdayken üç defa nefes alıp sükût etmelidir.
Bu keyfiyeti, Semure b. Cündüb ile İmrân b. Husayn Hz. Peygamber'den rivayet etmişlerdir:
a) Tekbir aldığı zaman, arkasında bulunup kendisine uyan
cemaatin Fâtiha'yı okuyacağı kadar susması gereklidir. Bu, sükûtların en uzunudur. Bu sükûtu, imam, istiftah duasını okuduğuzaman yapar; çünkü imam bu arada sükût etmezse cemaatin,
zamlı sûreyi dinlemesine mâni olur. Bu durumda sevaplarının
eksilmesinden mesûl olur. Eğer imam, sükût ettiği halde, cemaat
bu müddet içinde Fâtiha'yı okumayıp başka birşeyle meşgul olursa günâh imama değil, cemaate ait olur.
b) İmam, Fâtiha'yı okuduktan sonra, birinci sükûtunda Fâtiha'ları tamamlayamayanlara tamamlama imkânı vermek için, birinci sükûtun yarısı kadar susmalıdır.
c) Fâtiha 'nın akabinde okunan sûreyi bitirdikten sonra ve rükûa varmazdan önce azıcık sükût etmelidir. Bu, sükûtların en kısasıdır. İmam okuyuş ile rükûa varış tekbirinin arasını ayıracak kadar susmalıdır; çünkü okuyuşu tekbirle birleştirmek yasaklanmıştır.
Cemaat, imamın arkasında, Fâtiha'dan başka birşey okumamalıdır. Eğer imam, tekbirinden sonra Fatiha'yı okuyacak kadar fırsat vermezse cemaat Fâtiha'larını onunla birlikte okumalıdır ve bunun (mânevî) kusuru da imama ait olur. Eğer cemaat, imamın okuduğu zammı sûreyi duyamazsa kendi kendine okumasında bir mahzur yoktur.
C. İmam, sabah namazında yüz ayetten az olan sürelerden iki tanesini okumalıdır; çünkü sabah namazının kıraatini uzatmak ve namazı biraz erken başlatmak sünnettir. Sabah namazından tan yeri ağardıktaıı sonra çıkılması bir zarar vermez. İkinci rek'atında herhangi bir sûrenin sonundan otuz veya yirmi ayet okuyup o sûreyi bitirmekte hiçbir beis yoktur. Çünkü böyle sûreler sık sık okunmadığından va'z u nasihat bakımından daha tesirli ve insanı daha fazla tefekküre sevkedecidir. Bazı âlimler bir kısım sûrelerin baş taraflarından birkaç ayet okuyarak kesmeyi mekruh saymışlardır.
Rivayet ediliyor ki, Hz. Peygamber Yûnus sûresinin bir kısmını okumuş, Hz. Musa ile Firavun bahsine gelince okumayı kesip, rükûa varmıştır.123
Hz. Peygamber sabah namazında Bakara sûresinden (136) "Ey mü'minler! Yahudi ve hristiyanların sizi kendilerine dâvet etmelerine karşılık şöyle deyiniz: Biz Allah'a ve bize indirilen Kur'an'a iman ettik" ayetini, ikinci rek'atte Alu İmrân sûresinin (53) 'Ey rabbimiz! İndirdiğin İncil'e iman ettik ve peygamberin İsa'ya tâbi olduk...' ayetini okumuştur.124
Hz. Peygamber, Bilâl'in daldan dala atlayarak şuradan buradan ayet okuduğuna şâhid olunca ona neden böyle yaptığını sorar.
Bilâl 'Güzel kokuyu güzel kokuya katıyorum' cevabını verir. Bunun üzerine Hz. Peygamber 'Çok güzel yapıyorsun' buyurur.125
Öğle namazında otuz ayet uzunluğunda olan ve Tıval'i Mufassal diye anılan sûrelerden okumalıdır. İkindi namazında öğlede okuduğu sürelerin yarısı kadar; akşam namazında ise Mufassal sûrelerden sonra gelen kısa sûreleri okumalıdır.126
Hz. Peygamber'in kıldığı son namaz, akşam namazıdır.127 Hz. Peygamber bu namazda Mürselât sûresini okumuş ve bundan sonra da ruhunu teslim edinceye kadar başka namaz kılmamıştır.
Kısacası namazda tahfif, ağır kılmaktan daha evlâdır; özellikle de cemaati bol olan camilerde...
Hz. Peygamber bu ruhsat hakkında şöyle buyurmaktadır:
Herhangi biriniz, halka namaz kıldırdığında, hafif kıldırsın; çünkü onların içerisinde ihtiyaç sahibi, yaşlı ve zayıf kimseler bulunabilir.128
Ancak kişi tek başına kıldığı namazlarını istediği kadar uzatabilir.
Muaz b. Cebel (r.a) bir kavme imam olarak yatsı namazını kıldırdı. Zammı sûre olarak Bakara'yı okudu. Bu uzun süreye tahammül edemeyen birisi cemaati bırakıp namazını tek başın bitirdi. Onun bu halini gören cemaat 'Bu adam münâfık oldu' dediler. Bunun üzerine o adamla Muaz, Rasûlullah'a müracaat ettiler. Rasûlullah (s.a) hâdiseyi dinledikten sonra Muaz'ı azarlayarak şöyle buyurdu:
Ey Muaz! Sen kışkırtıcı mısın? A'la, Târık ve Şems sûrelerini okusana...129
121) İmam 'âmin' dediğinde, cemaatın da 'âmin' demesi gerektiğini bildiren hadis vardır.
122) Nesâi ve Müslim, (Enes'den)
123) Müslim, (Abdullah b. Saib'den) Mü'minûn sûresini okuduğunu rivayetetmektedir.
124) Müslim, (İbn Abbas'dan); Ebu Dâvud, (Ebu Hüreyre'den)
125) Ebu Dâvud, (Ebu Hüreyre'den sahih bir senedle)
126) Nevevî'ye göre, Mufassal sûreler, Hucurât süresiyle başlar ve Şems sûresinde sona erer.
127) Buhârî ve Müslim, (Ümmü Fadl'dan)
128) Buhârî ve Müslim, (Ebu Hüreyre'den) Buhârî ve Müslim, (Câbir'den) Ancak bunların rivayetinde Târık sûresinin zikri yoktur. Bu sûrenin zikri Beyhakî'ye göre sâbittir.
A. İmam, namazı tek başına edâ eden zat gibi, istiftah (açma) duasını ve eûzü'yü gizlice okur. Sabah namazının bütün rek'atlarında, akşam ve yatsının da birinci ve ikinci rek'atlarında Fâtiha' yı ve Fâtiha'dan sonra okunan sûreyi sesli okuyacaktır; nitekim namazı tek başına edâ edenler de böyle yaparlar. Namazın sonunda, eğer sesli okunan namazlardansa 'âmin' kelimesini sesli getirmelidir. Cemaat de böyle yapmalı ve âminlerini imamın âmin'inden sonra değil, onunla birlikte getirmelidirler.121
İmam, sesli namazlarda (Şafiî'ye göre) besmeleyi de sesli okumalıdır. Besmele'nin nasıl okunacağı hakkında birbirine zıt birçok haberler zikredilmiştir. İmam Şafiî (r.a) besmele'nin açık okunması tarafını tercih etmiştir.122
B. İmam, kıyamdayken üç defa nefes alıp sükût etmelidir.
Bu keyfiyeti, Semure b. Cündüb ile İmrân b. Husayn Hz. Peygamber'den rivayet etmişlerdir:
a) Tekbir aldığı zaman, arkasında bulunup kendisine uyan
cemaatin Fâtiha'yı okuyacağı kadar susması gereklidir. Bu, sükûtların en uzunudur. Bu sükûtu, imam, istiftah duasını okuduğuzaman yapar; çünkü imam bu arada sükût etmezse cemaatin,
zamlı sûreyi dinlemesine mâni olur. Bu durumda sevaplarının
eksilmesinden mesûl olur. Eğer imam, sükût ettiği halde, cemaat
bu müddet içinde Fâtiha'yı okumayıp başka birşeyle meşgul olursa günâh imama değil, cemaate ait olur.
b) İmam, Fâtiha'yı okuduktan sonra, birinci sükûtunda Fâtiha'ları tamamlayamayanlara tamamlama imkânı vermek için, birinci sükûtun yarısı kadar susmalıdır.
c) Fâtiha 'nın akabinde okunan sûreyi bitirdikten sonra ve rükûa varmazdan önce azıcık sükût etmelidir. Bu, sükûtların en kısasıdır. İmam okuyuş ile rükûa varış tekbirinin arasını ayıracak kadar susmalıdır; çünkü okuyuşu tekbirle birleştirmek yasaklanmıştır.
Cemaat, imamın arkasında, Fâtiha'dan başka birşey okumamalıdır. Eğer imam, tekbirinden sonra Fatiha'yı okuyacak kadar fırsat vermezse cemaat Fâtiha'larını onunla birlikte okumalıdır ve bunun (mânevî) kusuru da imama ait olur. Eğer cemaat, imamın okuduğu zammı sûreyi duyamazsa kendi kendine okumasında bir mahzur yoktur.
C. İmam, sabah namazında yüz ayetten az olan sürelerden iki tanesini okumalıdır; çünkü sabah namazının kıraatini uzatmak ve namazı biraz erken başlatmak sünnettir. Sabah namazından tan yeri ağardıktaıı sonra çıkılması bir zarar vermez. İkinci rek'atında herhangi bir sûrenin sonundan otuz veya yirmi ayet okuyup o sûreyi bitirmekte hiçbir beis yoktur. Çünkü böyle sûreler sık sık okunmadığından va'z u nasihat bakımından daha tesirli ve insanı daha fazla tefekküre sevkedecidir. Bazı âlimler bir kısım sûrelerin baş taraflarından birkaç ayet okuyarak kesmeyi mekruh saymışlardır.
Rivayet ediliyor ki, Hz. Peygamber Yûnus sûresinin bir kısmını okumuş, Hz. Musa ile Firavun bahsine gelince okumayı kesip, rükûa varmıştır.123
Hz. Peygamber sabah namazında Bakara sûresinden (136) "Ey mü'minler! Yahudi ve hristiyanların sizi kendilerine dâvet etmelerine karşılık şöyle deyiniz: Biz Allah'a ve bize indirilen Kur'an'a iman ettik" ayetini, ikinci rek'atte Alu İmrân sûresinin (53) 'Ey rabbimiz! İndirdiğin İncil'e iman ettik ve peygamberin İsa'ya tâbi olduk...' ayetini okumuştur.124
Hz. Peygamber, Bilâl'in daldan dala atlayarak şuradan buradan ayet okuduğuna şâhid olunca ona neden böyle yaptığını sorar.
Bilâl 'Güzel kokuyu güzel kokuya katıyorum' cevabını verir. Bunun üzerine Hz. Peygamber 'Çok güzel yapıyorsun' buyurur.125
Öğle namazında otuz ayet uzunluğunda olan ve Tıval'i Mufassal diye anılan sûrelerden okumalıdır. İkindi namazında öğlede okuduğu sürelerin yarısı kadar; akşam namazında ise Mufassal sûrelerden sonra gelen kısa sûreleri okumalıdır.126
Hz. Peygamber'in kıldığı son namaz, akşam namazıdır.127 Hz. Peygamber bu namazda Mürselât sûresini okumuş ve bundan sonra da ruhunu teslim edinceye kadar başka namaz kılmamıştır.
Kısacası namazda tahfif, ağır kılmaktan daha evlâdır; özellikle de cemaati bol olan camilerde...
Hz. Peygamber bu ruhsat hakkında şöyle buyurmaktadır:
Herhangi biriniz, halka namaz kıldırdığında, hafif kıldırsın; çünkü onların içerisinde ihtiyaç sahibi, yaşlı ve zayıf kimseler bulunabilir.128
Ancak kişi tek başına kıldığı namazlarını istediği kadar uzatabilir.
Muaz b. Cebel (r.a) bir kavme imam olarak yatsı namazını kıldırdı. Zammı sûre olarak Bakara'yı okudu. Bu uzun süreye tahammül edemeyen birisi cemaati bırakıp namazını tek başın bitirdi. Onun bu halini gören cemaat 'Bu adam münâfık oldu' dediler. Bunun üzerine o adamla Muaz, Rasûlullah'a müracaat ettiler. Rasûlullah (s.a) hâdiseyi dinledikten sonra Muaz'ı azarlayarak şöyle buyurdu:
Ey Muaz! Sen kışkırtıcı mısın? A'la, Târık ve Şems sûrelerini okusana...129
121) İmam 'âmin' dediğinde, cemaatın da 'âmin' demesi gerektiğini bildiren hadis vardır.
122) Nesâi ve Müslim, (Enes'den)
123) Müslim, (Abdullah b. Saib'den) Mü'minûn sûresini okuduğunu rivayetetmektedir.
124) Müslim, (İbn Abbas'dan); Ebu Dâvud, (Ebu Hüreyre'den)
125) Ebu Dâvud, (Ebu Hüreyre'den sahih bir senedle)
126) Nevevî'ye göre, Mufassal sûreler, Hucurât süresiyle başlar ve Şems sûresinde sona erer.
127) Buhârî ve Müslim, (Ümmü Fadl'dan)
128) Buhârî ve Müslim, (Ebu Hüreyre'den) Buhârî ve Müslim, (Câbir'den) Ancak bunların rivayetinde Târık sûresinin zikri yoktur. Bu sûrenin zikri Beyhakî'ye göre sâbittir.
Esrarus Salat
- Bâtınî Sebepler
- Bu Altı Mânânın Sebepleri
- Cemaatin Fazileti
- Cum'a Namazının Fazileti
- Cum'anın Diğer Sünnet ve Edepleri
- Cum'anın Şartları
- Cum'anın Vücûbu
- Erkânla İlgili Vazifeler Üçtür
- Ezan Fazileti
- Farz Namazların Fazileti
- Farzların ve Sünnetlerin Açıklaması
- Gece İbadetleri
- Giriş
- Gün ve Gecelerin Tekrarlanmasıyla Tekrarlanan Nafileler
- Herkesin Bilmesi Gereken Meseleler
- Huşû Duyanların Namazları ile İlgili Hikâyeler
- Huşû'un (Kalb Huzurunun) Fazileti
- Hutbe'nin Sünnetleri
- İmama Uymanın Keyfiyeti
- İmamlık ve Müezzinlik İçin Ücret Almak
- İmamlık, İktidâ (İmama Uyma), Namazın Rükünleri, İmamın Selâm'dan Sonraki ve İmamın Namazdan Önceki Vazifeler
- İstiftah (Açılış) Duası
- Kalbin Amelinden Olan Bâtınî Şartlar
- Kalp Huzuru'nu Temin Edecek Çareler
- Kıraat Hususunda İnsanlar Üç Sınıfa Ayrılır
- Kıraat Vazifeleri
- Mescidin ve Namaz Kılınan Yerin Fazileti
- Nafile Namazlar
- Namaza Tekbir ile Başlamanın ve Tekbirden Önce Yapılması Gereken Zâhirî Amellerin Keyfiyeti
- Namazda Yasak Olan Hususlar