Alay ve İstihza
Alay etmek, eziyet verici olursa haramdır. Nitekim Allah Teâlâ (c.c) şöyle buyurmuştur:
Ey iman edenler! Bir kavim diğer bir kavimle alay etmesin. Belki (alay edilenler, alay edenlerden daha) hayırlıdırlar. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Belki (alay edilen kadınlar, alay eden kadınlardan daha) hayırlıdırlar. (Hucûrat/11)
Ayetteki 'Sühriye'nin mânâsı, hakir görmek, güldürecek bir şekilde ayıp ve eksik yönüne dikkati çekmek demektir. Bu tür alay, bazen karşıdaki adamın fiil ve sözünü hikâye etmekle olur, bazen de işaret ve îma ile... Bu alay, eğer alay edilenin huzurunda ise, adı 'gıybet' değildir, fakat gıybet mânâsını taşır.
Hz. Âişe der ki: Bir kişinin durumunu hikâye ettim. Hz. Peygamber bana şöyle dedi:
Vallahi benim bazı hallerim olmasına rağmen, kalkıp başkası hakkında konuşmak hiç hoşuma gitmez!136
İbn Abbas 'Eyvah bize! Bu kitaba ne oldu ki küçük ve büyük bırakmadan herşeyi sayıp dökmektedir' (Kehf/49) ayetinin tefsirinde şöyle demiştir: 'Küçükten gaye, mü'mine yapılan alaydan ötürü tebessüm etmektir. Büyükten gaye ise, alaydan ötürü kahkaha ile gülmektir'.
İbn Abbas'ın bu tefsiri, insanlara gülmenin büyük günahlardan olduğuna işarettir.
Abdullah b. Zem'a, yellenen bir kimseye gülenler hakkında Hz. Peygamberin şöyle dediğini rivayet ediyor:
Bazılarınız yaptığı bir işi başkasında gördüğünde neden gülüyor?137
İnsanlarla alay edenlerin herbiri için cennetten bir kapı açılır. Ona 'gel, gel' denilir. O da (koşa, koşa) o kapıya gelir. Kapıya vardığında kapı yüzüne kapatılır. Sonra başka bir kapı açılır ve ona 'gel, gel' denir. O da koşarak gelir. Kapıya vardığı zaman, yüzüne kapanır ve kendisine kapı açılıp 'gel, gel' denildiği halde ümitsizlikten kapıya gitmeyinceye kadar bu şekilde aldatılır ve kendisiyle alay edilir.138
Kim, (müslüman) kardeşini işlediği günahından tevbe ettiği halde o günahtan ötürü ayıplarsa, o kimse ölmeden önce o günahı işlemekle cezalandırılır.139
Bütün bunlar başkasını tahkir etmek, başkasına gülmek ve başkasını küçük görüp alaya almaktan doğar. Nitekim şu ayet buna işaret eder:
Belki (alay ettikleri kimseler) kendilerinden iyidir, (Hucûrat/11)
Yani alay ettiğiniz insanı küçük görerek tahkir etmeyiniz. Belki o sizden daha hayırlıdır. Bu alay, alaydan ötürü üzülüp rahatsız olan bir kimse hakkında haramdır. Kendini maskara haline getiren ve çoğu zaman alaya alınmasından sevinen bir kimseye gelince, alay bu kimse hakkında mizah ve hafif şaka kabilindendir. Bu hafif şakalaşmanın güzel ve çirkin; yani helâl ve haram kısımları daha önce beyan edildi. Ancak haram olan kısım alaya alınan insanın rahatsız olduğu kısımdır. Çünkü tahkir etmek sözkonusudur. Tahkir etmek bazen, karşıdaki insan konuşmasında yanıldığı için veya intizamsız konuştuğu için ona gülmek sûretiyle olur. Bazen de karışık fiillerine gülmek suretiyle olur. Yazısından, sanatından, suretinden, boy ve posunu alaya almak veya herhangi bir ayıptan dolayı eksikliğine gülmek gibi... Bütün bunlara gülmek, yasaklanan alay kısmına girer.
137)Buhârî, Müslim
138)İbn Ebî Dünya, (Muaz b. Cebel1 den mürsel olarak)
139)Tirmizî
135)Zübeyr b. Bekkâr
136)Ebu Dâvud
Ey iman edenler! Bir kavim diğer bir kavimle alay etmesin. Belki (alay edilenler, alay edenlerden daha) hayırlıdırlar. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Belki (alay edilen kadınlar, alay eden kadınlardan daha) hayırlıdırlar. (Hucûrat/11)
Ayetteki 'Sühriye'nin mânâsı, hakir görmek, güldürecek bir şekilde ayıp ve eksik yönüne dikkati çekmek demektir. Bu tür alay, bazen karşıdaki adamın fiil ve sözünü hikâye etmekle olur, bazen de işaret ve îma ile... Bu alay, eğer alay edilenin huzurunda ise, adı 'gıybet' değildir, fakat gıybet mânâsını taşır.
Hz. Âişe der ki: Bir kişinin durumunu hikâye ettim. Hz. Peygamber bana şöyle dedi:
Vallahi benim bazı hallerim olmasına rağmen, kalkıp başkası hakkında konuşmak hiç hoşuma gitmez!136
İbn Abbas 'Eyvah bize! Bu kitaba ne oldu ki küçük ve büyük bırakmadan herşeyi sayıp dökmektedir' (Kehf/49) ayetinin tefsirinde şöyle demiştir: 'Küçükten gaye, mü'mine yapılan alaydan ötürü tebessüm etmektir. Büyükten gaye ise, alaydan ötürü kahkaha ile gülmektir'.
İbn Abbas'ın bu tefsiri, insanlara gülmenin büyük günahlardan olduğuna işarettir.
Abdullah b. Zem'a, yellenen bir kimseye gülenler hakkında Hz. Peygamberin şöyle dediğini rivayet ediyor:
Bazılarınız yaptığı bir işi başkasında gördüğünde neden gülüyor?137
İnsanlarla alay edenlerin herbiri için cennetten bir kapı açılır. Ona 'gel, gel' denilir. O da (koşa, koşa) o kapıya gelir. Kapıya vardığında kapı yüzüne kapatılır. Sonra başka bir kapı açılır ve ona 'gel, gel' denir. O da koşarak gelir. Kapıya vardığı zaman, yüzüne kapanır ve kendisine kapı açılıp 'gel, gel' denildiği halde ümitsizlikten kapıya gitmeyinceye kadar bu şekilde aldatılır ve kendisiyle alay edilir.138
Kim, (müslüman) kardeşini işlediği günahından tevbe ettiği halde o günahtan ötürü ayıplarsa, o kimse ölmeden önce o günahı işlemekle cezalandırılır.139
Bütün bunlar başkasını tahkir etmek, başkasına gülmek ve başkasını küçük görüp alaya almaktan doğar. Nitekim şu ayet buna işaret eder:
Belki (alay ettikleri kimseler) kendilerinden iyidir, (Hucûrat/11)
Yani alay ettiğiniz insanı küçük görerek tahkir etmeyiniz. Belki o sizden daha hayırlıdır. Bu alay, alaydan ötürü üzülüp rahatsız olan bir kimse hakkında haramdır. Kendini maskara haline getiren ve çoğu zaman alaya alınmasından sevinen bir kimseye gelince, alay bu kimse hakkında mizah ve hafif şaka kabilindendir. Bu hafif şakalaşmanın güzel ve çirkin; yani helâl ve haram kısımları daha önce beyan edildi. Ancak haram olan kısım alaya alınan insanın rahatsız olduğu kısımdır. Çünkü tahkir etmek sözkonusudur. Tahkir etmek bazen, karşıdaki insan konuşmasında yanıldığı için veya intizamsız konuştuğu için ona gülmek sûretiyle olur. Bazen de karışık fiillerine gülmek suretiyle olur. Yazısından, sanatından, suretinden, boy ve posunu alaya almak veya herhangi bir ayıptan dolayı eksikliğine gülmek gibi... Bütün bunlara gülmek, yasaklanan alay kısmına girer.
137)Buhârî, Müslim
138)İbn Ebî Dünya, (Muaz b. Cebel1 den mürsel olarak)
139)Tirmizî
135)Zübeyr b. Bekkâr
136)Ebu Dâvud
Afatil lisan
- Alay ve İstihza
- Âvam Tabakasının Allah'ın Sıfatlarından, Kelâmından ve Harflerden Sormaları
- Bâtıla Dalmak
- Boş Konuşmalar Yapmak
- Dili Gıybetten Korumanın Çareleri
- Dilin Büyük Tehlikesi ve Susmanın Fazileti
- Fahiş Konuşmak, Çirkin Sözler Sarfetmek
- Fuzulî Konuşmak/Sözü Uzatmak
- Gıybet
- Gıybet Sadece Dille Yapılmaz
- Gıybet'in Anlamı ve Tarifi
- Gıybet'in Kefareti
- Gıybete Teşvik Eden Sebepler
- Gıybeti Ruhsatlı Kılan Özürler
- Giriş
- Husûmet
- İki Hasımın Arasına Girip, İki Yüzlülükle Herkesin Arzusuna Göre Konuşmak
- Kalben Yapılan Gıybet'in Haram Olması
- Konuşma Esnasındaki Hataların İnceliklerinden Gaflet Etmek
- Konuşmada Tekellüfe Kaçmak
- Lânetleme
- Mira (Başkasının Sözüne İtiraz) ve Cidal Etmek
- Nemime (Dedikodu)
- Nemime'nin Tarifi ve Reddedilmesi Gereken Kısmı
- Övmek
- Övülene Düşen Vazifeler
- Sırrı İfşa Etmek
- Şaka Yapmak
- Târiz Yoluyla Yalandan Sakınmak
- Teganni Etmek ve Şiir Okumak