Tasavvuf
Sufi ve Sanat
Ehl-i tasavvuf doğrudan anlatmaktan çekinmekle dolaylı anlatma yoluna ulaşmıştır. Doğrudan söylemenin getirdiği kısıtlamalardan kaçınmış, dolaylı anlatımın temin ettiği çağrışım zenginliğinden yararlanmıştır. Bu yüzden ehl-i tasavvufun üslubu her makamın ehline ayrı ayrı konuşmuş, her muhatap kabına göre ondan faydalanmıştır.
Tasavvuf ehli yüzyıllar boyunca kendilerine özgü bir talim ve terbiye yöntemini kullanageldi. Üzerine eğildikleri konu azim bir konuydu; sırlarla dolu bir varlık olan insanın hakikatiyle, onun varlık sebebiyle meşguldüler. Nefsin katmanlarıyla, ruhun derinlikleriyle, manada yolculukla, kalbin sırlarıyla ilgileniyorlardı.
Felsefe ve bilim de bu başlıkların her birini merak ediyordu ama bu iki disiplin zihinsel bir tatmin peşindeydi ve müntesiplerinden merak, sorgulama, kuşku, mantığa itimat bekliyor ve onlara kitapları, satırları, sözü öneriyordu.
ÖNSÖZ
MÜKÂŞEFETÜ'L-KULÛB VE İMÂM-I GAZALÎ
Allah (C.C.)'a hamdü senâ, Resûlüllah (S.A.V.) Efendimize, Âl ve Ashâbına Salâtü selâm olsun.