tevbe etmek
Tevbe'nin Deva Olması ve Günahta Israr Düğümünün Çözülmesi
İnsanlar iki kısımdır:
Birincisi: Hevasına uymayıp, kötülüklerden kaçan ve iyiliklere devam eden gençtir. O genç hayırlar üzerinde ve şerden korunma atmosferinde büyümüştür. Bu genç hakkında Hz. Peygamber şöyle demiştir:
Gençliğin taşkınlığına kapılmadan kendini ibadete verip isyan etmeyen gence, Allah Teâlâ hayranlık duyar.77
Böyle genç pek ender bulunur.
Tevbe'nin Tamamı, Şartları ve Hayatın Sonuna Kadar devamlılığı
Biz tevbe'nin azim ve kasdî gerektiren bir pişmanlıktan ibaret olduğunu söyledik. O pişmanlığı, günahların insan ile sevdiğinin arasında perde olduğunu bilmek doğurur.
İlim, pişmanlık ve azmin her biri için devamlılık ve tamam olmak sözkonusudur. Bunların tamam olmalarının alâmeti, devamlılıklarının da şartları vardır. Bu bakımdan onları belirtmek gerekir. İlim, ilmi düşünmek, tevbe'nin sebebini düşünmek ve tedkik etmek demektir. Bu ileride gelecektir.
Tevbe Edilen Küçük ve Büyük Günahlar
Tevbe günahın terkidir, Birşeyi terketmek, ancak meydana geldikten sonra mümkündür. Tevbe vâcib olduğu zaman, tevbeye götürecek şey de vâcib olur. Bu bakımdan günahların meydana gelmesi, bu takdirde vâcibdir. Günah, terkinde veya fiilinde Allah'ın emrine muhalif olan şeylerden ibarettir. Bunun tafsilâtı, şer'î teklifleri başından sonuna kadar şerhetmeyi gerektirir. Oysa bu şu anda bizim konumuz değildir. Fakat biz teklifleri toplayan şeylere ve kısımlarının bağlantılarına işaret edelim. Doğru yola rahmetiyle muvaffak eden Allah Teâlâ'dır.
Şartları Bulunduğu Zaman Tevbe'nin Makbul Oluşu
Kabulün mânâsını anladığın zaman, her sahih tevbe'nin makbul olduğunda şüphe etmezsin. Bu bakımdan Kur'an'm nurlarından istimdâd edenler ve basiretlerin nuruyla bakanlar bilirler ki her selîm kalp, Allah katında makbul, âhirette Allah'ın komşuluğuna lâyık ve Allah'ın cemâline bakmaya hazırdır. Bilirler ki kalp, esasında selîm olarak yaratılmıştır. Her doğan çocuk, fıtrat üzerine doğar. Kalbin selâmeti, ancak günahların zulmetinden kalbin yüzüne biriken paslarla ortadan kalkar.
Tevbe Herkese ve Her Hâlükârda Vacibdir
Kur'an'ın zahiri bu hükme delâlet eder; zira Allah Teâlâ umumî olarak şöyle buyurmuştur:
Topluca Allah'a tevbe edin ki felaha eresiniz.
(Nûr/31)
Basiret nuru da insanı bu hükme irşad etmektedir.
Günahın Ardından Hemen Tevbe Etmenin Vücûbu
Günahın ardından hemen tevbe etmenin vâcib olduğunda şüphe yoktur; zira günahların helâk edici olduklarını bilmek, imana dahildir. İman etmek ise farzdır. Tevbe etmenin farziyye tinden kurtulan kimse, tiksindirici fiilden kendisini meneden bir marifetle Allah'ı tanımıştır. Çünkü bu mârifet, amelle alâkası bulunmayan mükâşefe ilimlerinden değil, muamele ilimlerindendir.