Gazali

İmam Gazali, Hayatı, Eserleri ve ihya kitabı

KALBİN HAKİKATİ

Ruhun hakikatinin mahiyetini, ona mahsus sıfatların neler olduğunu bildirmeye dinimiz müsaade etmiyor. Bunun için Allah'ın Resulü (sallâllahü aleyhi ve sellem) bunu açıklamadı. Nitekim, Allahü Teâlâ Peygamberimize (s.a.) buyurdu: «Ve, sana rûhdan sorarlar. Onlara de ki, ruh Rabbimin emrindendir» (1).

Bundan fazlasını söylemeye izin yoktur. Ruh, Allahü Teâlâ'ya, ait şeylerdendir ve âlem-i emirdendir. O âlemden gelmiştir: «Biliniz ki, halk [yaratma] ve emir O'nundur» (2), buyuruldu.

İNSANIN BEDENE İHTİYACI

Beden, kalbin ülkesidir. Bu ülkede kalbin çeşit çeşit askerleri vardır. Ayet-i kerimede, «Senin Rabbinin askerlerini, O’ndan başkası bilmez» (1), buyuruldu. Kalb âhiret için yaratılmıştır. Onun işi, saadeti [mutluluğu] aramaktır. Allahü Teâlâ'yı tanımak, bilmek ise, Allahü Teâlâ'nın yarattıklarını bilmekle ele geçer.

Bu da bütün âlemdir. Alemdeki acayip şeyleri tanımak, ona hisler [duygular] yoluyla gelir. Bu hisler ise, beden ile varlıkta durmaktadır. O hâlde, marifet [tanımak, bilmek] onun avıdır. Hisler de tuzağıdır.

KALB ASKERİNİN BİLİNMESİ

Kalbin askerlerini uzun uzun anlatmak çok sürer. Maksadı bir misal ile sana bildireyim: Beden bir şehre benzer. El, ayak ve azalar şehrin san'at erbabı gibidir. Şehvet, maliye müdürü gibidir. Gazab, şehrin emniyet âmiri gibidir. Kalb, bu şehrin padişahıdır. Akıl ise padişahın veziridir. Padişahın bunların hepsine ihtiyacı vardır. Memleketin idaresi ancak bunlarla yürür.

ŞEHVETİ, GAZABI, BEDENİ, DUYGU ORGANLARINI, AKLI VE KALBİ DOĞRU YOLDA KULLANMAK

Bundan önceki anlattıklarımızdan, şehvet ve gazabın, yemek - içmek ve bedeni korumak için yaratıldığı anlaşıldı. Demek ki, her ikisi de bedene hizmet ediyorlar. Yemek ve içmek, bedenin yemidir, gıdasıdır. Beden duygulara hamal olarak yaratılmıştır. O hâlde beden, hislere [duygulara] hizmet ediyor.

Duygular ise, aklın haber toplaması için birer casus olarak yaratılmıştır. Böylece onun tuzağı olurlar. Onların vasıtasiyle, Allahü Teâlâ'nın sun'undaki hayranlık verici şeyleri bilir.

İNSANDAKİ KÖTÜ VE İYİ SIFATLARIN HALİ

İnsan kalbinin, içinde bulunan bu iki asker ile alâkası vardır. Her birinden bir sıfat ve bir ahlâk kendisinde hâsıl olur. Bu ahlâklardan bazısı kötü olur; onu helak eder. Bir kısmı iyi olur; onu saadete kavuşturur. Bu ahlâkın tamamı çok ise de dört ana esasta toplanmıştır.

Bunlar, hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlâkları sıfatlarıdır. Kendisine yerleştirilmiş olan şehvet ve hırs sebebiyle hayvanlara ait işleri yapar. Yemeyi ve cimâyı çok fazla istemek gibi. Hışım sebebi ile köpek, kurt ve aslanların yaptığını yapar.

KENDİ HAREKET VE DURUMUNU KONTROL ETME

Kendi bâtınında bu dört pehlivan ve âmirin bulunduğunu öğrenmiş oluyorsun. O hâlde kendi hareket ve duruşlarını murakabe eyle (kontrol et). Ancak böylece, bu dünyada, bu dörtten hangisine uyduğun anlaşılır.

Muhakkak bilmelisin ki, her hareketinden kalbinde bir sıfat hâsıl oluyor. O sıfat da sana benzer. Seninle beraber öbür dünyaya gider. Bu sıfata ahlâk derler. Ahlâkın tamamı da dört pehlivandan meydana gelir.

İNSANIN ASLININ MELEKLER CEVHERİNDEN OLDUĞU

İnsanda hayvan, canavar, şeytan ve melek sıfatları olunca, aslının, melek cevherli, diğerlerinin ise, muvakkat [devamlı olmayan] ve geçici olduğunu nereden biliriz? suâli akla gelebilir. Ve yine, diğer sıfatlar için değil de onun, melek sıfatlan için yaratılmış olduğu nasıl anlaşılabilir? diye de sorulabilir. Cevabında deriz ki:
Bu, şununla anlaşılır ki, insan hayvanlardan ve canavarlardan daha üstün, daha olgundur.

KALB ÂLEMİNİN ŞAŞILACAK HÂLLERİ

Kalb âleminin şaşılacak hâllerinin sonu yoktur. Üstünlüğü de şaşılacak hâllerinin, her şeydekinden daha çok olmasındadır. Çok insanlar bundan gafildirler [habersizdirler]. Üstünlüğü iki sebebledir: Birincisi ilim, ikincisi kudrettir. İlim sebebiyle üstünlüğü iki tabakadır: Birini herkes bilebilir.

Diğeri ise, daha örtülüdür, herkes anlayamaz. Bu, öncekinden üstündür. Zahiri olan bütün ilimleri ve san'atlan bilmesidir. Bütün san'atları bilen odur. Kitaplarda olanları okur ve bilir. Geometri, hesab, tıb, astronomi ve şeriat ilimleri gibi.

HER İNSAN FITRAT ÜZERE DOĞAR

Bu hâllerin peygamberlere mahsus olduğu zannedilmesin. Zira, bütün insanların cevheri, fıtratta [yaratılış, karakter] buna uygundur. Şöyle ki: Hiçbir demir yoktur ki, kendisinden saf hâlinde iken âlemin görüntüsünü içine alan bir ayna yapılmasın.

KUDRET SEBEBİYLE KALBİN ÜSTÜNLÜĞÜ

Marifet yolundaki insanın, en kıymetli cevheri olan kalbde görünenleri öğrendin. Şimdi de, kudret sebebiyle olan üstünlüğünü izah edelim. Zira, o da meleklerin husûsiyetlerindendir. Diğer hayvanlarda yoktur. Bu da şöyledir: Melekler, madde âlemini emri altında bulundururlarsa, Allahü Teâlâ'nın izni ile insanların ihtiyaçlarını gördükleri zaman, baharda yağmur getirirler, fırtına koparırlar, hayvanları ana rahminde, bitkileri toprakta şekillendirirler ve süslerler. Bu işlerin her bir çeşidi için meleklerden bir kısmı vazifelendirilir.

PEYGAMBERLİĞİN VE EVLİYALIĞIN HAKİKATİ

Buraya kadar anlatılanları bilmeyen, peygamberliğin hakikatinden hiçbir şey bilmiyor demektir. Bildiği, sadece peygamberlik ve evliyalığın, insan kalbinin üstünlük derecelerinden biri olduğudur. Bunu da suret ve işitme ile bilmektedir.

İLİM BU YOLDA PERDEDİR

Buraya kadar anlatılanlardan kalbin üstünlüğü anlaşıldı. Mutasavvıfların yolunun da ne olduğu öğrenildi. Sofilerden, «ilim, bu yolda perdedir» gibi sözler duyarsın ve bunlara inanmazsın. Bu sözü inkâr eyleme ki, doğrudur.

Çünkü duygular ve duygu azaları vasıtasiyle hâsıl olan ilimlerle meşgul olur, onlara dalarsan, bundan mahrum olursun.
Kalb bir havuz gibidir, beş duygu âzası da havuza dışardan akan beş dere gibidir.

İNSANIN SAADETİ, ALLAHÜ TEÂLÂ’YI BİLMEKTEDİR

İnsanın saadetinin Allahü Teâlâ'yı bilmekte olduğu nereden anlaşılır, diye sorulursa, cevabında deriz ki, bu, şöyle anlaşılır: Her şeyin saadetinin, o şeyin lezzet ve rahatında olduğunu herkes bilir.

Her şeyin lezzeti ise tabiatının çektiği taraftadır. Her şeyin tabiî muktezâsı [ne için yaratılmışsa], yaratıldığı şey içindir. Bahusus şehvetin lezzeti, arzusuna kavuşmak; gazabın lezzeti, düşmanından intikam almaktır. Gözün lezzeti güzel suretlerde, kulağın lezzeti hoşuna giden nağme ve seslerdedir.

İNSAN BEDENİNDE ALLAHÜ TEÂLÂ’NIN ŞAŞILACAK SUN'U

İnsanın kalb hâllerinden anlattıklarımız, böyle bir kitap için kâfidir. Bundan fazlasını öğrenmek isteyenler için Acâibü'l - Kalb kitabımız vardır. O kitabda ve bu kitabda, bir insanın kendini tanıması tamamen anlatılamadı.

Anlattıklarımız kalbin bâzı sıfatlarının izahıdır [açıklamasıdır]. Bu, insanın bir rüknüdür. Diğer rüknü de bedendir. Bedenin yaratılmasında da şaşılacak hâller çoktur. Dıştaki ve içteki her bir uzuvda; garib, duyulmamış mânâlar, faydalar vardır.