Gazali

İmam Gazali, Hayatı, Eserleri ve ihya kitabı

İmam Şâfiî

Âbid olduğunu ifade eden delil şudur: Kendisi geceyi üçe tak sim eder, birinci bölümünü ilme, ikinci bölümünü ibadete, üçüncü bölümünü de uyku ve istirahate ayırırdı.

Rebî91 şöyle demiştir: İmam Şâfiî Ramazan ayında kıldığı namazlarda Kur'an'ı Kerîm'i altmış kere hatmederdi'.

İmam Şâfiî'nin talebelerinden olan Ebu Yakub Yusuf b. Yahya el-Buveytî92 de hocasına uyarak Ramazan ajanda hergün bir hatim indirirdi.

İmam Mâlik

İmam Mâlik'e gelince, o da İmam Şafiî gibi bahsettiğimiz beş haslet ile donatılmıştı.
Kendisine 'Ey İmam! İlim talebi hakkında ne dersin?' diye so rulduğunda, İmam Mâlik şu cevabı vermiştir: 'Güzeldir, fakat sa bahtan akşama kadar sana ilimden ne gerekiyorsa, sen o kadarına sarıl!'

İmam Ebu Hanife

İmam Ebu Hanife âbid, zâhid, Allah'ı bilen, Allah'tan korkan ve ilmiyle sadece Allah'ın rızasını murad eden bir zât idi.
Onun büyük bir âbid olduğu şu menkıbesinden açıkça
anlaşılmaktadır:

İbn Mübârek107 şöyle der 'Ebu Hanife büyük bir mürüvvete sahip ve çokça ibadet eden bir zât idi'.

Hammad b. Ebi Süleyman108 Ebu Hanife'nin (ömrünün son günlerinde) bütün geceyi ibadetle geçirdiğini rivayet etmiştir.

Ahmed b. Hanbel ve Süfyan es-Sevrî

Ahmed b. Hanbel ve Süfyan es-Sevrî'ye gelince, bu iki imamın takipçileri diğer üç imamınkinden daha azdır. Hele Süfyan'a tâbi olanlar hemen hemen hiç kalmamıştır. Fakat bu iki zâtın takvâsı ve zühdü apaçık ortadadır. Şu kitabımızın birçok bölümlerinde bu iki zâtın fiillerinden ve sözlerinden sık sık bahsedilmektedir. Bu bakımdan acele edip onlara ait menkıbeleri şuracığa sıkıştırmak lüzumsuz bir hareket olur.

Halkın Makbul İlimler Arasında Kabul Ettiği, Fakat Gerçekte Makbul Olmayan İlimler

Halkın Makbul İlimler Arasında Kabul Ettiği, Fakat Gerçekte Makbul Olmayan İlimler, Bir Kısım İlimlerin Mezmûm Sayılmasına Neden Olan Faktörler, Fıkıh, İlim, Tevhid, Tezkir ve Hikmet gibi Terimlerin Anlamı ve Bugün Aslî Mânâlarına Uygun Bir Şekilde Kullanılmadıklarının Beyanı, Şer'î İlimlerin Makbul ve
Mezmûm Olanları; Ne Kadarının Makbul ve Ne Kadarının Mezmûm Olduğu

Mezmûm İlimlerin Yerilmesinin Nedenleri

Halkın İlm-i Hilâfa Yönelmesinin Nedenleri, Cedel ve Münazaranın Âfetleri ve Mübah Olmasının Şartları

Allah'ın Rasûlü'nden sonra hilâfet makamına, râşid halifeler geçtiler. Onlar Allah'ı bileqn âlimlerin önderleri idiler, ahkâm il minde birer büyük fakihtiler. Karşılarına çıkan meseleler hakkında tek başlarına fetva verecek güçteydiler.

İstişare edilmesi lâzım gelen konularda istişareye ehil olan sahabîlerle istişare ederler ve sahabenin fakihlerinden yardım isterlerdi.

Hoca ve Talebenin Riayet Edeceği Âdab

Talebenin hocaya karşı takınacağı tavırlar ve zahirî vazifeler çoktur. Fakat biz bunları on cümle ile ifade etmek isteriz.

1. Talebenin birinci vazifesi, kalbini çirkin ve rezil sıfatlardan temizlemektir; zira ilim, kalbin ibadeti, namazın sırrı ve bâtını Allah'a yaklaştıran bir sıfattır. Nasıl ki âzaların vazifesi olan namaz, ancak zâhirî necaset ve taharetten temiz olmakla sahih ve câiz oluyorsa; bâtının ibadeti de kalbin ilimle tâmir edilmesinden, necis sıfatlar ve habis ahlâklarından uzaklaştırılmasından sonra caiz olabilir.

İlmin Âfetleri, İyi ve Kötü Âlimlerin Alâmetleri

Kitabımızın başında ilim ve âlimler hakkında vârid olan ayet ve hadîsleri zikretmiştik. Kötü âlimlere dair çok korkunç tehditler mevcuttur. Bütün bu rivayetler kötü âlimlerin kıyamet günü uğrayacakları şiddetli azâbı haber vermiş ve onların herkesten daha çok eziyet çekeceklerini bildirmiştir. Bu bakımdan müslü manlara düşen vazifelerden biri de; kötü âlimle, iyi âlimi birbirin den ayıran alâmetleri iyice öğrenmektir.

Aklın Şerefi, Hakikati ve Kısımları

Aklın Şerefi
Aklın şerefini açığa çıkarmak, isbatı zor olmayan konular dandır. Daha önceden ilmin şerefinin bilindiği bir durumda, aklın şerefini bilmek için herhangi bir zorlamaya hiç de ihtiyaç yoktur. Çünkü ilmin kaynağı akıldır. Çünkü ilim, akıldan doğar. Akıl, il min esası ve temelidir. İlim ile akıl arasındaki ilgi meyve ile ağaç arasındaki ilgiye benzer. Güneş ile ışık, göz ile görmek arasındaki nisbet gibidir.

Şehâde'tin İkinci Kelimesinin Anlamı

Peygamberin peygamberliğini tasdik edip buna şahidlik etmektir. Allah Teâlâ mektep ve medrese görmeyen peygamberi Hz. Muhammedi (s.a), Kureyş kabilesinde görevlendirdi. Onu Arap, Acem, cin ve insanların tamamına gönderdi. Onun şeriatıyla bu şeriat tarafından kabul olunan kısımları hâriç daha önceki tüm şeriatları yürürlükten kaldırdı. Onu, bütün peygamberlerden üstün kılarak insanlığın efendisi yaptı.

Nekir ve Münker'in Sualleri,Kabir Azâbı,Mizan,Sırat,Kevser Havuzu,Hesap,Şefaat,Tevhid Ehli'nin Cehennemden Çıkması,

Ölümden sonraki hâdiselerin birincisi Nekir ve Münker'in ka birdeki sualleridir. Nekir ve Münker, korkutucu ve heybetli iki me lektir. Bu iki melek, kulu, ruh ve cesetle birlikte kabirde oturturlar. Sonrada ona Tevhid ve Risalet'i sorarak 'Rabbin kimdir? Dinin ne dir? Peygamberin kimdir?' derler.2
Bu iki melek, kabrin mihenk taşıdır.3 Onların sualleri ölümden sonraki ilk fitne ve denemedir.4

Kabir Azâbı

Sahabe-i Kiram Hakkında Hüsn-ü Zan Gerekir

Bu inançların hepsi hakkında hadîsler vardır. Bütün bunlara inanıp bağlanan bir kimse, hak ehlinden ve sünnet cemaatinden olur; dalâlet ve bid'at fırkalarından ayrılır. İlahî rahmetine sığınarak Allah Teâlâ'dan bizlere ve bütün müslümanlara yakînin kemâlini ve elinde güzel sebat vermesini isteriz. Çünkü O merhametlilerin en merhametlisidir.
Allah Teâlâ ilahî rahmetini sevgili peygamberi Muhammed Mustafa'ya ve her seçtiği kuluna inzal buyursun. Âmin!