edep

İnsanın, Kusurlarını Bilmesinin Yolu

Allah Teâlâ bir kuluna hayrı irade ettiği zaman, ona nefsinin ayıplarını gösterir. Bu bakımdan basireti keskin bir kimseye ayıpları gizli kalmaz. Ayıpları bildiği zaman da tedavi etme imkânı olur. Fakat halkın çoğu nefislerinin ayıbını bilmekten câhildirler. Onlardan birini görürsün ki kardeşinin gözündeki çapağı görür de kendi gözündeki merteği görmez. O halde nefsinin ayıplarını bilmeyi isteyen bir kimse için dört yol vardır:

9 Hz. Peygamber'in Cömertliği

Hz. Peygamber (s.a) insanların en cömerdiydi.(201)Hz. Peygamber Ramazan'da esen rüzgâr gibiydi. Hiçbir şeyi yanında tutmazdı. Hz. Ali Hz. Peygamber'i vasıflandırırken şöyle derdi: 'Vermek bakımından insanların en cömerdi, göğüs bakımından da insanların en genişi... Dil yönünden insanların en doğrusu.... Sözüne sahip çıkmak yönünden insanların en sadığı... Tabiatı insanların en yumuşağı... Muaşeretçe insanların en şereflisi idi. İlk olarak gören ondan korkardı. Onunla sohbet eden onu severdi'.(202)

8 Hz.Peygamber'in Hoşlanmadığı Hususlardaki Hoşgörüsü

Hz. Peygamber (s.a), ince derili (hayâ sahibi) zâhir ve bâtını lâtif bir zattı.(195) Öfkeli veya sevinçli olduğu yüzünden anlaşılırdı.(196)Öfkesi şiddetlendiği zaman, sakalını çokça sıvazlardı.(197)Kerih gördüğü birşeyle hiç kimse ile konuşmazdı. Bir ara huzuruna, sırtında sarı bir elbise bulunan bir kimse girdi. O, sarı elbiseyi hoş karşılamadığı halde, adama birşey söylemedi. Adam gittikten sonra, orada bulunan bazı zevata'Keşke bu adama söyleseydiniz! Bu sarı elbiseyi giymeseydi'dedi.(198)

7 Hz. Peygamberin Merhameti ve Hoşgörüsü

Hz. Peygamber, insanların en halîmi ve kudretlisi olmakla beraber herkesten daha fazla affetmeyi seven bir zattı. Hatta bir savaşta Hz. Peygamber'e altın ve gümüşten gerdanlıklar getirildi. Onları muharip ashâbı kirâm arasında taksim etti. O esnada bedevilerden biri ayağa kalktı ve şöyle haykırdı:
-'Ya Muhammed! Allah'a yemin ederim, eğer Allah sana adaleti emretmişse ben seni adaletle hareket eder görmüyorum!'
Bunun üzerine Hz. Peygamber:
-'Sana rahmet olsun! Acaba benden sonra senin hakkında kim adâletli hareket edebilir?'

6 Resul-i Ekrem ( S.A.V.) 'in Giyim Hususundaki Edep ve Ahlâkı

Hz. Peygamber (s.a) hangi elbiseyi bulursa giyerdi. İster izar (baştan ayağa kadar bedeni kaplayan bir elbise) ister rida (kaftan) ister kamis (iç gömlek) veya cübbe olsun veya başkası olsun.(155)Elbiseler içerisinde Hz. Peygamber'in hoşuna en fazla giden yeşil elbiseydi. En fazla giydiği elbise de beyaz elbisedir.'Beyaz elbiseyi dirilerinize giydiriniz ve ölülerinize de kefen yapınız.' buyurmuştur.(156)

5 Hz. Peygamber'in (s.a) Yemekteki Edep ve Ahlâkı

Hz. Peygamber (s.a) bulduğunu yerdi.(109) Onun nezdinde yemeklerin en sevimlisi, 'defef şeklinde yenilen yemekti. Defef ise, birçok elin uzatıldığı yemek sofrası demektir.(110) Hz. Peygamber sofrası kurulduğu zaman şöyle derdi: 'Allah'ın ismiyle başlarım! Ey Allah’ım! Bu nimeti şükrü yapılmış ve cennet nimetinin verilmesine vesile yapacağın bir nimet kıl.'(111)

4 Hz. Peygamber'in Ahlâk ve Edebine İlişkin Başka Bir Bölüm

Ebu Buhterî'nin rivayet ettiklerinden bazıları şunlardır; Hz. Peygamber (s.a) ehli imandan herhangi bir kimseye küfretmemiştir. Küfrettiği zaman, onun kefaretini vermiş ve yerine rahmet okumuştur.(59) Hiçbir kadına ve hiçbir hizmetçiye lanet okumamıştır.(60) Savaş esnasında olduğu halde kendisine:
'Ne olur ya Rasûlullah! Bu kâfirlere lânet okuyup helâk olmaları için dua et!' denildiğinde Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: Ben rahmet olarak gönderildim. Lânet okuyucusu olarak gönderilmiş değilim. (61)

3 Hz. Peygamber'in Güzel Ahlâkına İlişkin Alimlerin Derledikleri Bazı Rivayetler

Hz. Peygamber (s.a) insanların en hâlimi, en cesaretlisi, en âdili, en afifi idi. Mübarek eli cariyesi veya nikâhlısı veyahut mahremi olmayan herhangi bir kadının eline hiç değmemiştir.(9) Hz. Peygamber insanların en cömerdiydi. (10) Onun yanında hiçbir dinar ve hiçbir dirhem akşamlamazdı.(11) Eğer onun elinde fazla bir mal olsa ve verecek bir kimseyi bulamazsa ve gece de gelirse, onu muhtaç olan kimseye vermedikçe evine gelmezdi.(12)

2 Allah Teâlâ'nın Hz. Muhammed'i (s.a) Kur'ân İle Terbiye Etmesi

Hz. Peygamber (s.a) çokça yalvarır, çokça yakarır ve daima Allah'tan edeplerin en güzelleriyle, ahlâkların en yüceleriyle kendisini donatmasını ister ve duasında şöyle derdi:Ey Allah’ım! Benim yaradılışımı ve ahlâkımı güzelleştir. (1)
Ey Allah’ım! Beni ahlâkların çirkinlerinden uzaklaştır ve koru.(2)

Allah Teâlâ da onun duasını, va'd'i ilahîsini yerine getirmek için kabul buyurmuştur.
Beni çağırınız ki size cevap vereyim. (Mü'min/60)

11 Hz. Peygamber'in Tevâzuu

Hz. Peygamber (s.a) yüce mertebesinde tevâzu yönünden insanların en ileride olanıydı(213) İbn Amr der ki: Hz. Peygamber'in, kızıl bir devenin sırtında cemrelere taş attığını, önünden herhangi bir kimsenin dövülüp kovulmadığını ve 'yol açınız, yol açınız denilmediğini gördüm.(214)